Ah GÜNCEM, çıksak
seninle şöyle uzak diyarlarda dolaşsak gezgin misali, kimsenin tanımadığı
bilmediği yerlerde ne güzel olur. İnsan bazen gözden de gönülden de ırak olmak
ister. Kendi başına bir şeyler yapmak, hiçbir şeyden haberdar olmamak ister. İç
sesine kulak verip, yüreğiyle yol almak ister. İşte ben de şu aralar bunu
istiyorum. Bilmediğim diyarlara yelken açmak, hiç yapamadığım şeyleri yapmak. Etrafımda
ne varsa hepsinden uzaklaşmak. Ölümleri, yıkılan ve dökülenleri, kana doyamayan
canavarları hiç duymamak istiyorum. Artık çok sıkıldım.
Mesela şöyle göl manzaralı ahşaptan yapılmış bir doğa evinde
kalsak. İnternet olmasın, televizyon olmasın dünyada neler olmuş duymayalım. Hiç
olmazsa bir hafta kadar… Vallahi o bile yeter tazelenmeye, güç kazanmaya. Doğa insana
iyi gelir. Yemyeşil ağaçlar, çiçekler, kuşlar ve börtü böcek sesleri… Hele de
benim gibi her şeyle dertlenip, üzülen bir insana ilaç gibi gelir. Her ne kadar
“artık çok üzülmeyeceğim bazı şeylere” desem de elimde değil, haksızlıklara
tahammül edemiyorum. Bu da korku, endişe bozukluğu yaşamama neden oluyor.
Nasıl yaparım bilmem ama biraz uzaklaşma zamanı geldi. Biliyorum
bu düzen aynen devam edecek. İyi olmasını beklemek biraz salaklık fakat kendimize
güç kazandırmak mümkün? Şimdi alıp
başımı gitme zamanı…
Günce Yazarı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder