Çok garip bir döngümüz var. Allah bizi böyle yaratmış. Doğuyoruz,
anamız- babamız bizi büyütüyor, öğretiyor, eğitim aldırıyor, evladım vatana,
millete ve ailesine hayırlı insan olsun diyor. Tabi olması gereken standart
düzenden söz ediyorum. Sonra bırakıyorlar bizi tek başına hayat mücadelesine
dalıyoruz. Olması gereken bu…
Ben de böyle çıktım yola ama hatalar yaptım herkesler gibi. Sonra çok
üzüldüm nasıl yaptım bunları diye. Yaş
aldıkça, hayatın kazıklarını yedikçe, hatasız kul olmazmış gördükçe büyümekle
kalmayıp olgunlaştığımı anladım. Geçmişteki hataların gelecekteki deneyimler
olduğunu öğrendim.
Önceleri sinirlendiğimde, son sözümü başta söylemekten
çekinmezdim. Müdanam olmazdı. Ama bu bana kaybettirdi. Her insanı olduğu gibi
kabul etmek zorunda olduğumun farkına vardığımda bu huyumdan vazgeçtim. İnsanları
öylece kabul etmeyi ama ruhum uymuyorsa, selamlaşmanın ötesine gitmemeyi öğrendim. Kırdıktan
sonra pişmanlık duymak yerine, karşımdakini kırmayıp, kendimi de üzmemeyi
öğrendim.
Hayat bana her insanın farklı bir yapıda olduğunu, özü iyi olup
sabırsız ve patavatsız olabileceğini, beni veya başkalarını kırdıktan sonra
pişmanlık duyabileceğini de öğrettiği için dikkatli ve hoşgörülü olmayı
öğrendim.
Kızıp sinirlendiğim, tıkandığım anlara gelince… Çok zorlanıyorum “acı” konuşmamak için. Ama biliyorum ki ağzımdan çıkacak kelimeler
dönüşü olmayacak yola sokabilir beni. O yüzden susmayı tercih ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder