İnsan yavrusu en zor büyüyen canlıdır. Önce annenin karnında
uzunca bir oluşum ve gelişim yaşar. Tam 9 ay 10 gün sürer bu, bu arada insafına
göre; anacığına pek zor şeyler yaşatır ya da yaşatmaz. Kusturur, yedirmez,
yataklarda yatırır, canı isterse tekmeler ve bolca kilo aldırtır. Annesini duygu
değişimlerine sokar, ağlatır, korkutur hatta bazen bunalımlara bile sokar. Ne zahmetli
bir süreçtir bu.
Dünyaya geldikten sonra ki büyüme dönemi ise yaklaşık 16 – 18 yılcık
sürer. Erken olgunlaşanı varsa da genellikle aklını başına toplaması bu kadar
uzundur. Ama her evlat anası, babası için her daim çocuktur, ilgilenmek ister. O
nedenle söylenmez mi, ana – baba hakkı ödenmez diye?
Bu girizgâhı yaptıktan sonra geleyim sadede. Biz iki kardeşiz. Kardeşim
benim küçüğümdür. Pek severiz birbirimizi ama geçmişimiz çatışmalıdır. İkimiz
de ASLAN burcuyuz. Düşünün artık gerisini… Lider ruhlu, baskın, lafını geçirmek
isteyen iki kişilik! Ah ne yaramazdı o. Benim yazılı olarak hazırladığım defter
ödevlerimi falan silerdi.
Bir keresinde yazdıklarımı okumak için parmak
kaldırıp ayağa kalktım, okuyacağım bir de bakarım ki yarısı silinmiş. Düşünebiliyor
musunuz çalışkan bir öğrenci olarak durumumu? “Öğretmenin hazırladıklarımı kardeşim silmiş”
demek zorunda kalmıştım. Ne rezillik. Amaaaa eve gidince okudum canına tabi… Daha
neler var? Aklıma geldikçe yazacağım. Şimdilerde iyiyiz Allah bozmasın. Anne,
baba gidince iki kardeş çok kenetlendik.
Peki, nasıl teşrif etti bu benim muzur kardeşim hayatımıza onu da
anlatayım. Hep takılırım ona “ben istemeseydim sen olmayacaktın” diye. Ama gerçek
payı büyük… Canım anneciğim beni dünyaya
getirdiğinde doktorlar, babamı kenara çekip,” Eşinizin sağlığı doğum yapmaya
uygun değil, kalbi bebeği çok zor taşıdı. Bir doğumu daha kaldırmaz haberiniz
olsun” demişler. Babam da ikinci bir çocuğu asla istememiş. Annem ve babam aşk
evliliği yapmış insanlar, sevgi ağar basmış.
Ben büyümeye yüz tutunca tutturmuşum anneme kardeş isterim diye. Çok
büyük bir sitede yaşardık, hastanesi de içinde olan bir lojman siteydi. “Bak anne,
Melih’in annesi hastaneden kardeş aldı Melih’e. Sende git al bana” demişim
defalarca.
Melihler alt
komşularımızdı. Ana yüreği dayanmamış bu feryada ve babama “ölümü de göze
alacağım, çocuğumun isteğine uyacağım, sen de kırma beni” demiş. Allah kısmet
etti, teşrif etti bizim ufaklık. Ama annem için kaç doktor seferber olmuş ve
babacığım çok büyük uyarılara maruz kalmış. Neyse şükürler olsun ki her ikisi
de bana yar oldular.
Velhasıl, benim kardeş ben istemeseydim olmayacaktı. Ama bu
dünyaya gelmesine aracı olmakla onun adına iyi mi ettim, kötü mü bilmem de,
bana çok iyi oldu. Allah beni kardeşimin gerisine bırakmasın.
Günce
Yazarı