Sıcak bir hava var bugün de
. Ama hafif rüzgâr ara ara kendini
hissettiriyor bizim buralarda. İki gündür kuvvetlice esen rüzgâr sayesinde
ısıyı pek yoğun hissetmedik
. Öyle böyle derken bakacağız ki yazın da sonu gelmiş.
Şurada bir buçuk ay kaldı zaten. Zamanın su gibi akması bazen iyi bazen kötü… Hoş
ve güzel şeyler yaşarken zaman ağırlaşsın, çabucak akmasın isteriz. Sıkıcı ve
zor anlar yaşarken de hemen geçsin isteriz. Ama onun belli bir hızı var işte,
bize bağlı olmayan. Ne yaparsak yapalım, zamanı durdurmak mümkün değil. Akacak ve
bizi
bir başlangıçtan, bir sona götürecek. Kural bu
.

Ne yazık ki bizlere ebeveynlerimiz tarafından zamanı doğru
kullanma işi pek öğretilmiyor. Günümüzde belki biraz daha önemsense de konu toplumumuz
için çok yeni. Bizler zamanı planlamak yerine hayatı planlamayı seçiyoruz. Peki,
ne kadar doğrudur hayatı planlamak? Hayatı ne kadar planlamaya çalışsak da onun
da kendine özgü bir akışı var bence. Tıpkı zaman gibi!
Genelde planlıyımdır, zamanı programlamayı severim ama uzun bir
süredir yapamıyorum. Garip bir
vurdumduymazlık ve atalet içindeyim. Hiçbir şey
yapmak gelmiyor içimden. Sadece kitap okumak ve zorunlu birkaç iş yapmak hepsi
bu kadar. Acaba, çok düzenli yaşamanın, Programlı ve planlı olmanın, birilerine
bağlı yaşamanın sonucunda gelişen bir durum mudur? Artık düzensiz ve her şeyden
bağımsız olmak mı istiyor zihnim? Bilmiyorum. Anksiyetem var zaten sanırım bir
de depresyondayım. Offfff ölmüşüm ama ağlayanım yok.
Günce
Yazarı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder