25 Haziran 2016 Cumartesi

YİNE YOLLAR GÖRÜNDÜ BANA

Sevgili güncem, sayılı günler çabuk geçermiş. Kendi evimden çıkalı tam bir ay oldu, sanki geçen hafta yollara revan olmuşum gibi geliyor oysa. Şimdi de dönüş vaktine az kaldı. Haftaya bugün inşallah eve dönüş var. Kardeşim de gelecek benimle. Bayramda benim evimde olacağız. Epeyce yorucu ve tek düze geçse de bir ayın nasıl geçtiğini anlamadım. İnsan kuş misali, bir gün orada bir gün burada…  Bir de bakarsın ki, insan ömrünün sonunda.

Geriye dönüp baktığımda nasıl geçti bunca zaman diyorum? Daha dün gibi ilkokula başladığım günlerim. Gözümü açtım, kapadım lise bitmiş. Yüksek okula başlamışım sonra iş hayatı. Bir dolu farklı meslekle uğraşmışım, iyi bir iş kariyeri yapmışım. İyi insan olmak için uğraştığım yıllar, su gibi akmış hayatımdan. Anamı, babamı toprağa vermişim. Annem ani, babam beklenen bir sonla gitmiş benden. Şimdi ise bugündeyim. Sanki ununu elemiş, eleğini asmış gibi bir ruh haline girmişim. Oysa yaşlı değilim,  peki neden böyle hissediyorum? Sanırım ölüm ayrılığının acıları, ülkenin sürekli çıkmaza ilerlemesi böyle hissettiriyor bana.


Benim için yolun sonu ne zamandır? Bu bilgi sadece yaratanda ben bilmiyorum ama yollar sürekli var olacak onu biliyorum. Yaşam boyunca bir yola çıkıp, görevi tamamlayıp, sonra başka bir yola çıkıyoruz. İşte ben bu yolculukları güzel ve anlamlı kılmak için uğraşıyorum hepsi bu…


Günce Yazarı

23 Haziran 2016 Perşembe

HAYATA BİR İZ BIRAKMAK

Doğuyoruz, yaşıyoruz, ölüyoruz. Kimimiz dolu dolu, kimimiz eksik, kimimiz boş yaşıyoruz. Bir şekilde yaşıyoruz işte. Oysa yaşam çok anlamlı bir şey!  Zorlukları, kolaylıkları, acıları ve güzellikleri var. Bizi yaşamın bu konumlarına hazırlayan ebeveynlerimiz varsa şanslıyız demektir. Yoksa yanmışız. Her şeyi kendimiz öğrenmek, yapmak zorundayız. Belki bu daha anlamlıdır. Kim bilir?

Her alanda aile içi eğitimin iyi verildiği çocukların, daha sağlıklı yetişkinler oldukları kaçınılmaz bir gerçektir. Rol modelleriniz iyi ise yaşam daha kolay olur. Eğitimli anne ve babaların çocukları olmak güzeldir. Onların hayata bıraktıkları izler; sağlıklı çocuklar yani yetişkinlerdir. Dünyaya getirilip, sokağa kendi haline bırakılanların durumu ortadır.

Hepimiz yaşama bir iz bırakırız aslında. İyi ya da kötü... Önemli olan güzelliklerle anılmaktır. Arkanda iyi bir eser bırakmaktır. Yaşama hayrı dokunmuş insan olmaktır. İyi evlatlar, yazılı eserler, insanlığa faydası olacak dikili taşlar, bilgiler, araştırmalar, buluşlar, maddi ve manevi yardımlar gibi…


Profesör Yaşar Nuri Öztürk, hayata anlamlı izler bırakanlardan biriydi. Sayısız konferanslar, elliye yakın kitap, tonlarca bilgi paylaşımı bıraktı. Misyonunu tamamladı ve ebedi dünyaya göçtü. Dünyaca tanınan bir din bilim adamı, araştırmacı, yazar, hukukçu ve aydın insandı. İnsanlığa hizmet etti. Korkmadan doğru bildiği gerçekleri söyledi. Çok sevildi, çok da yerildi. Ama yılmadı.

Ben onun sayesinde dinimin güzelliklerini, inceliklerini öğrendim. Benim gibi milyarlar da ondan öğrendi. Çok özel ve anlamlı bir günde Hakkın Rahmetine kavuştu. Doğduğu günde ve Ramazan ayında! Ruhu şad olsun. Nurlar içinde huzurla yatsın. Görevini tamamlamış, hayata iz bırakmış bir Allah kulu olarak.


Günce Yazarı

21 Haziran 2016 Salı

SICAKTA KÖYLÜ PAZARINDAN ALIŞVERİŞ

Birden ısınan hava uzun zamandır Haziran ayında görmediğimiz sıcakları yaşatmaya başladı. Bu kadar sıcak Haziran ayını sadece çocukluk yıllarımdan anımsıyorum. Ya da bana öyle geliyor. En çok açık havada çalışan insanlara üzülüyorum. Yoğun sıcağın altında fiziksel güç harcayıp da çalışmak çok zor! Bir de oruç tutuyorlarsa iyice zor… Bu konumda çalışanlar için aklıma geldikçe güç kuvvet dileyerek dua ederim. Allah yardımcıları olsun.

Dün köylü pazarına gittim. İnsanlar bu sıcakta tezgâhlarının
başında pestilleri çıkmış vaziyette ürünlerini satıyorlar, müşteriler de ellerinde torbalar, çantalar kan ter içinde alışveriş yapıyorlardı. Ama ürünler sabah tarladan toplanıp geldiği için pek bir güzeldi. Küçücük patlıcanlar ( sülale boyu olan bol hormonlulardan değil yani), küçük yapraklı gerçek maydanozlar, taze fasulye, kabak, bezelye ve bamya aldım. Hepsi tarla ürünü… Tohumu nasıldır bilmem ama en azından beklememiş tazecik ürünlerdi. O da bir şeydir dedim.  Patates ve soğanlar da çok tazeydi. Aldım onlardan da. Marketten aldıklarım aynı lezzette olmuyorlar.  Domatesi sevdiğimden kim seçtirirse onu bulup bolca aldım. Pazarda fiyatlar biraz daha iyi. Ama köylülerin tarla ürünleri birazcık fiyatlı. Varsın olsun sonuçta daha dayanıklı oluyorlar.

Pazardayken aklıma anneciğimle, 12 yaşlarımda ve oruç tutarken gittiğimiz o sıcak ve uzun günlerdeki pazar alışverişleri geldi. Hiç acıkmazdım ama susuzluk yok mu? İşte o iftar saatine kadar beni çok zorlardı. Dilim damağım kurur, ah bir an önce iftar olsa diye beklerdim. Bu nedenden midir nedir sıcakta dışarıda olup oruçlu olanlara hep dua eder, kolaylık dilerim.


Günce Yazarı

19 Haziran 2016 Pazar

BABASIZ BABALAR GÜNÜ

Uzun bir aradan sonra bugün geç uyandım. Biraz uykusuzluk çekiyorum. Az uykuların üzerine çok uyumak da insanı sersem ediyor. Uyuşuk bir halde dolanıyorsunuz. Şu aralar günlerim birbirinin aynı olarak seyrediyor. Kardeşimin evindeyim. Ara ara onun evine gelip, yardım etmem, çekip çevirmem, düzene sokmam gerekiyor. Kardeşlik görevi yani…  Bu durum tek düze günleri yaşamaya sebep oluyor.  İnsanın düzeni değişince dengesi de değişiyor. Uyum sağlamak zor oluyor. Evini, yatağını, günlük düzenini arıyorsun. Ben şu aralar o durumlardayım. Ama manevi amaçlı işler için burada olduğumdan, mutluyum da.
İnsanın bir kardeşinin olması güzel bir şey. Kızsak da, söylensek de bir
bütünüz biz.
Annemin ve babamın bana bıraktıkları en büyük miras. Kardeşim aynı zamanda boşanmış bir baba. Allah bağışlarsa bir oğlu var. Üniversitede ilk yılını tamamlamak üzere, diş hekimi olacak inşallah. Bugün babalar günü ve bizim babamız 1,5 yıl önce ebediyete göçtü. Son nefesini teslim ederken iki evladı olarak başındaydık çok acı bir andı. Onsuz geçireceğimiz 2. Babalar günü bugün.

Ben kardeşimin nezdinde babalar gününü kutlamak için güzel bir iftar yemeği hazırlayacağım. Babam pasta severdi ama kardeşim çukurlatalı puding sever o nedenle puding yapacağım ve beraber hem onun hem babamızın gününü kutlayacağız. Allah babacığımıza rahmetler eylesin, nurlar içinde yatırsın. Tam bir İstanbul beyefendisi ve sorumluluk sahibi bir babaydı. Biraz höt höttü ama mükemmel insandı. Güzel babam huzur içinde ol.


Günce Yazarı