Birden ısınan hava uzun zamandır Haziran ayında görmediğimiz
sıcakları yaşatmaya başladı. Bu kadar sıcak Haziran ayını sadece çocukluk
yıllarımdan anımsıyorum. Ya da bana öyle geliyor. En çok açık havada çalışan
insanlara üzülüyorum. Yoğun sıcağın altında fiziksel güç harcayıp da çalışmak
çok zor! Bir de oruç tutuyorlarsa iyice zor… Bu konumda çalışanlar için aklıma
geldikçe güç kuvvet dileyerek dua ederim. Allah yardımcıları olsun.
Dün köylü pazarına gittim. İnsanlar bu sıcakta tezgâhlarının
başında pestilleri çıkmış vaziyette ürünlerini satıyorlar, müşteriler de
ellerinde torbalar, çantalar kan ter içinde alışveriş yapıyorlardı. Ama ürünler
sabah tarladan toplanıp geldiği için pek bir güzeldi. Küçücük patlıcanlar (
sülale boyu olan bol hormonlulardan değil yani), küçük yapraklı gerçek
maydanozlar, taze fasulye, kabak, bezelye ve bamya aldım. Hepsi tarla ürünü… Tohumu
nasıldır bilmem ama en azından beklememiş tazecik ürünlerdi. O da bir şeydir
dedim. Patates ve soğanlar da çok
tazeydi. Aldım onlardan da. Marketten aldıklarım aynı lezzette olmuyorlar. Domatesi sevdiğimden kim seçtirirse onu bulup
bolca aldım. Pazarda fiyatlar biraz daha iyi. Ama köylülerin tarla ürünleri
birazcık fiyatlı. Varsın olsun sonuçta daha dayanıklı oluyorlar.
Pazardayken aklıma anneciğimle, 12 yaşlarımda ve oruç
tutarken gittiğimiz o sıcak ve uzun günlerdeki pazar alışverişleri geldi. Hiç acıkmazdım
ama susuzluk yok mu? İşte o iftar saatine kadar beni çok zorlardı. Dilim damağım
kurur, ah bir an önce iftar olsa diye beklerdim. Bu nedenden midir nedir
sıcakta dışarıda olup oruçlu olanlara hep dua eder, kolaylık dilerim.
Günce Yazarı