6 Temmuz 2016 Çarşamba

ÖZGÜR BİR GÜN BENİM İÇİN

Güncem bugün sana havadan sudan bir şeyler çiziktireceğim. Çünkü evimde olmanın huzuru ve rahatlığı içinde bugün tembellik ve miskinlik yapmak istiyorum. Hava sıcak, biraz rüzgâr var ama pek serinletmiyor. Dışarı çıkmak da içimden gelmiyor. Başıma buyruk evde takılmak istiyorum.
Gerçi can dostlarımdan bir tanesi az önce aradı, bir şeyler yapalım diye birazdan organize olup yeniden arayacak da. Bakacağım duruma göre…

Az önce Pinterest’te biraz dolaştım, güzel pinler kaydettim. Oradan aldığım iki görüntüyle hayallere daldım yine. Şimdi şöyle bir göl evinde olmak vardı diyorum. Doğayla baş başa…  Serin ve yeşillikler içinde kuşların böceklerin sesini dinleyerek gölü seyreylemek. Ne güzel olurdu.

Küçük iskelesinden bakınıp, keyif yapmak!  Pek şahane olsa gerek. Vallahi insanlar gözlerinin zevkini biliyorlar. Huzuru nerede bulacaklarını da biliyorlar. Galiba ben şehir hayatından epeyce bir sıkıldım. Bu soruna nasıl çözüm bulacağım bilmiyorum? 
Ama bulmam gerek, onu biliyorum. Allah herkese gönlündeki dilekleri versin inşallah bana da…



Günce Yazarı

5 Temmuz 2016 Salı

SONUNDA BAYRAMI DA GÖRDÜK

Evimin Balkonundan bir görüntü.
Zorlu geçen Ramazan ayından sonra bugün bayramı yaşıyoruz. Çok şükür 40 günlük aradan sonra evime de geldim. Evim evim, güzel evim, özlemişim seni... 

Sevgili güncem biraz klasik söylem olacak ama nerede o çocukluğumuzdaki bayram heyecanları? Şimdi tatiller var. 9 günlük tatil olunca herkes bir yerlere gidiyor. Gerçi çalışanların da hakkı… Benim üzüldüğüm konu,  heyecanların ve geleneklerin eskisi gibi sürmemesi. Başucumuzda yeni giysilerimiz ve ayakkabılarımızla uyandığımız bayram sabahlarını, yeni neslin yaşamaması. Ya da çok dar alanlarda yaşanıyor olması. Bizim çocuklarımızın çocukları bence bunları neredeyse hiç bilmeyecekler.,

Bizim ailemizde ve çocukluk yıllarımızda bayram demek; ilk gün ya da arife günü arabamızla yola çıkmak, önce İstanbul’a büyükbabamlara uğramak ve bayramlaşmak, sonra da Trakya’ya geçip anneanneme gitmek bayramın kalanını cümbür cemaat geçirmek demekti. Anne tarafımın hepsi orada toplanır kalabalık aile sofraları kurulur, yenilir içilir ve tam geleneksel bayram yaşanılırdı. Anneannemi kaybettikten sonra bile bu gelenek oldukça uzun bir süre yine aynı evde yaşatıldı. Daha sonra canlar eksilmeye başladıkça kayboldu. Ben o günleri çok özlüyorum. İyi ki bunları yaşayabilmişim diyorum.

Şimdiyse anne ve babacığım da yok. Kardeşim ve ben kaldık bir de kuzenler, küçük halam ve amcam hepsi bu kadar. Yaşam verici olduğu kadar alıcı da…  Ama hayatın işleyişi bu!  Bugün varsın yarın yoksun.



Günceciğim bu bayram gününde dileğim önce ülkeme huzur, dirlik ve düzen gelmesi sonra da gerçekten önemli olan bazı geleneklerimizin bir şekilde sürdürülebilmesi. Bir de insanların iyi insan olarak yaşamak için gayret göstermeleri. Hepimizin bayramı kutlu olsun.




Günce Yazarı

1 Temmuz 2016 Cuma

KANLI BİR RAMAZAN AYI YAŞADIK

Zaman su gibi aktı ve Ramazan ayını yolcu etmeye 4 gün kaldı. Hatırladığım en kanlı ve vahşeti bol bir ramazan ayı geçirdi ülkemiz. Manevi anlamına hiç de uymayan bir ay oldu. Ne acı değil mi? Oysa paylaşmaların, ihtiyaç sahiplerine onları incitmeden yardım etmenin, dualar etmenin, güzellikler dilemenin ayıdır. Dargınların barışması, nefretlerin sonlandırılması, kinlerin bitmesi,  affetmelerin bol olması gereken bir ayda bolca nefret kusuldu, kan döküldü bir de çokça gereksiz iftarlar verildi. Göstermek amaçlı iftarlar. Bir elin verdiğini diğer elin görmemesi gerekirken… Milyarlar aktı bu iftarlara. 0nca sefalet içinde yaşayan insan varken. İhtiyacı olmayanlara verildiler.   

Günümüz şartlarında sanki her şey anlamını yitirmiş gibi geliyor bana. Özellikle manevi değerler anlam kaybetti. Herkeste bir hırs, bir üstünlük kurma, hükmetme sevdası almış başını gidiyor. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın deniyor.

Peki, bu nereye kadar gider? UNUTMAMAK LAZIM HER ŞEYİN BİR BAŞI BİR DE SONU
VARDIR.

Hiçbir şey tek düze olarak devam etmez. Çünkü Allah böyle yaratmış. İnişler, çıkışlar, başlangıçlar ve sonlar… Bunlar, yaşamın kendisini oluşturur. Tarih bu örneklerle doludur. Umarım en kısa zamanda huzuru daha fazla olacak bir sürece gireriz. Biraz nefes alabilecek bir sürece. Çünkü hepimizin tahammül gücü artık sona geldi. Allah geleceğimizi ve sonumuzu hayır etsin.


Günce Yazarı

30 Haziran 2016 Perşembe

İNSANLIK YOK OLDU

Sevgili güncem içimden cıvıl cıvıl şeyler yazmak geliyor ama yazmaktan utanıyorum. Etrafım bu kadar acı doluyken nasıl yazayım? Nereye baksam şiddet, kan, ölüm var. Ne zaman bu kadar acımasız, inançsız, nefret dolu bir insanlık oluştu diye düşünüyorum. Sonra aklıma tarih bilgileri, okuduğum kitaplar geliyor bakıyorum ki insanlığın başlangıcından beri var bu durum. Sadece gelişen teknoloji ve acımasızlıkla boyutları genişlemiş, şiddeti ve etkileri artmış.
Her tarafından ölüm, nefret, vahşet fışkıran bir ülkede, dünyada yaşar olduk. Sözüm ona din uğruna yaşanan
dinsizlikler, inançsızlıklar diz boyu. Dünyayı elinde tutmak isteyen bir takım güçlerin elindeki terör örgütleri, yeni silah tipi olmuş çıkmış. Ne amaçla kullanıldıklarından bir haber insanlar kobay olmuş. Sadece yakıp yıkıyor sonra da kendilerini öldürüyorlar.                                                                                         Onları kullananlar güçlerine güç katıyor.

Yalnız terör mü? İnsanlar da çıldırmış. Herkesin elinde bir silah var. Aklına eseni öldürüyor. Yollar maganda dolu. Adamlar eski sevgililerini, boşanmak isteyen eşlerini katlediyor. Neden ortalıkta bu kadar çok silah bulunuyor? Neden cezalar yeterli değil? Anlamıyorum. Neden bu düzenin iyiye dönüşmesi için çaba gösterilmeyip, hırsların peşinde koşuluyor bunu da anlamıyorum? Gerçek manevi değerler yok oldu. İnsanlık, insanlık dışılık oldu. Ve ne yazık ki bunlar olağan oldu. Çok yazık…


                                                                               Günce Yazarı