Zaman su gibi aktı ve Ramazan ayını yolcu etmeye 4 gün
kaldı. Hatırladığım en kanlı ve vahşeti bol bir ramazan ayı geçirdi ülkemiz. Manevi
anlamına hiç de uymayan bir ay oldu. Ne acı değil mi? Oysa paylaşmaların,
ihtiyaç sahiplerine onları incitmeden yardım etmenin, dualar etmenin,
güzellikler dilemenin ayıdır. Dargınların barışması, nefretlerin
sonlandırılması, kinlerin bitmesi, affetmelerin bol olması gereken bir ayda bolca
nefret kusuldu, kan döküldü bir de çokça gereksiz iftarlar verildi. Göstermek amaçlı
iftarlar. Bir elin verdiğini diğer elin görmemesi gerekirken… Milyarlar aktı bu iftarlara. 0nca sefalet içinde yaşayan insan varken. İhtiyacı olmayanlara verildiler.
Günümüz şartlarında sanki her şey anlamını yitirmiş gibi
geliyor bana. Özellikle manevi değerler anlam kaybetti. Herkeste bir hırs, bir
üstünlük kurma, hükmetme sevdası almış başını gidiyor. Bana dokunmayan yılan
bin yıl yaşasın deniyor.
Peki, bu nereye kadar gider? UNUTMAMAK LAZIM HER ŞEYİN BİR BAŞI BİR DE SONU
VARDIR.
Hiçbir şey
tek düze olarak devam etmez. Çünkü Allah böyle yaratmış. İnişler, çıkışlar,
başlangıçlar ve sonlar… Bunlar, yaşamın kendisini oluşturur. Tarih bu
örneklerle doludur. Umarım en kısa zamanda huzuru daha fazla olacak bir sürece
gireriz. Biraz nefes alabilecek bir sürece. Çünkü hepimizin tahammül gücü artık
sona geldi. Allah geleceğimizi ve sonumuzu hayır etsin.
Günce Yazarı