Evimin Balkonundan bir görüntü. |
Zorlu geçen Ramazan ayından sonra bugün bayramı yaşıyoruz. Çok şükür 40 günlük aradan sonra evime de geldim. Evim evim, güzel evim, özlemişim seni...
Sevgili
güncem biraz klasik söylem olacak ama nerede o çocukluğumuzdaki bayram
heyecanları? Şimdi tatiller var. 9 günlük tatil olunca herkes bir yerlere
gidiyor. Gerçi çalışanların da hakkı… Benim üzüldüğüm konu, heyecanların ve geleneklerin eskisi gibi
sürmemesi. Başucumuzda yeni giysilerimiz ve ayakkabılarımızla uyandığımız
bayram sabahlarını, yeni neslin yaşamaması. Ya da çok dar alanlarda yaşanıyor
olması. Bizim çocuklarımızın çocukları bence bunları neredeyse hiç
bilmeyecekler.,
Bizim ailemizde ve çocukluk yıllarımızda bayram demek; ilk gün ya
da arife günü arabamızla yola çıkmak, önce İstanbul’a büyükbabamlara uğramak ve
bayramlaşmak, sonra da Trakya’ya geçip anneanneme gitmek bayramın kalanını
cümbür cemaat geçirmek demekti. Anne tarafımın hepsi orada toplanır kalabalık
aile sofraları kurulur, yenilir içilir ve tam geleneksel bayram yaşanılırdı. Anneannemi
kaybettikten sonra bile bu gelenek oldukça uzun bir süre yine aynı evde
yaşatıldı. Daha sonra canlar eksilmeye başladıkça kayboldu. Ben o günleri çok
özlüyorum. İyi ki bunları yaşayabilmişim diyorum.
Şimdiyse anne ve babacığım da yok. Kardeşim ve ben kaldık bir de
kuzenler, küçük halam ve amcam hepsi bu kadar. Yaşam verici olduğu kadar alıcı
da… Ama hayatın işleyişi bu! Bugün varsın yarın yoksun.
Günce
Yazarı