1 Haziran 2016 Çarşamba

PARÇALI BULUTLU HİSSETMEK

Sevgili güncem kaç gündür boşladım seni. Türlü nedenlerle yazamadım iki satır sana. Neden yazmıyorsun? Diye sual edersen, bahane çok. Ama asıl olan, düzenimin ve dengemin bozulmuş olması. Nasıl bir iştir şu düzene alışma işi? Başta zorlanırsın belki ama çabuk ayak uydurursun yenisine. İnsanoğlu her şeye alışır, kolay ve güzel olana daha çabuk,  zor olana da zamanla alışır.
İşte şimdi evimden uzaklarda başka bir düzende yaşadığım için azıcık şaştı dengem. Ben alışmışım özgür ve başına buyruk, pürü pak düzenime. Şimdi daha farklı bir konumdayım o nedenle ayarlayamadım işlerimi. Ancak fırsat geçti elime de çiziktireyim dedim iki satır.


Benim moralim çabuk bozulur. Ama istersem kendim tamir ederim onu. Bilirim tamirat yollarını. Fakat istemem lazım. Bugün de moralim bozuk ve tamirat istiyor. Yalnız işin kötü yanı tamir edecek gücüm de isteğim de yok. Biraz parçalı bulutluyum bugün. Güzel bir duygu değil. Çökerten, uzaklaştıran, daraltan bir duygu… Biraz belirsizlik olunca hayatımda, endişe kapıyı çalınca, geçmişin can yakan zorlukları kendini hatırlatınca kapılırım bu duyguya. Ama bilirim ki korkunun ecele faydası yok. Ne olacaksa göreceğim, yaşayacağım. Bundan kaçış yok.

Bazen yaşam acımasız davranır. Sınavlar çok kazık sorularla dolu olur. Çöz çözebilirsen. İşte o zaman derim ki, aklım ve yüreğim yeterli olanı yaptığıma eminse gerisi boştur. Herkes her şeyi bilemez ve yapamaz. Neysen o kadarsın. Dahası yok. 

Zorlamanın âlemi de yok. Olan sana olur boşuna kanatırsın oranı buranı. Hayatındaki herkesin belli bir değeri vardır. Olduğundan fazla büyütmeye gerek yok. Fazla merhamete, acımaya, fedakârlığa da gerek yok. Sadece yeteri kadar verici olduğuna emin olmak gerek. Vicdanın ve aklın,“sen yapman gerekeni yaptın”  diyor, için rahat ediyorsa, dönüp yoluna devam etmek gerek.



Günce Yazarı

28 Mayıs 2016 Cumartesi

MİSKİNLİK İŞ BAŞINDA

Bugün kendimi çok yorgun, bitkin, halsiz ve isteksiz hissediyorum. Keyfim de yok. Biraz soğuk almış gibiyim. Artık yaz gelsin istiyorum. Bıktım bir serin bir sıcak dengesiz havalardan. Gerçi dünyanın ekolojik dengesini bozan bizler olduğumuzdan şikâyet etmeye pek hakkım yok ama kendi başıma bozmadım ya bu dengeyi ben…  

Çocukluğumda hatırlıyorum da Mayıs ayı ne kadar sıcak olurdu. Haziran ise tam yaz mevsimi sıcaklığında geçerdi. Şimdi öyle mi? Yazın ortasında soğuk hava, kışın ortasında sıcak hava görüyoruz. Haziran sıcaklarında okula gitmek zor gelirdi. Ders dinlemek kâbus gibi olurdu. Hep dışarıda olalım isterdik. Vallahi hatırlıyorum bir kez okulun bahçesinde ders yapmıştı öğretmenimiz. Ama ne dersiydi onu hiç hatırlamıyorum.

Pek bir tembelim bugün. Hiçbir şey yapma isteğim yok. Uyuşuk, miskin, istemsiz bir ruh halindeyim. Sanırım 
buna atalet duygusu deniyor. Atalet;  tembellik, işsizlik, uyuşukluk, devinimsizlik, çalışmadan oturma ve gevşeklik halidir. Kısacası tembellik ama biraz farklı bir tembellik!  Motivasyon yoksunu, istem eksikliği halidir. Harekete geçmek için bir neden bulamazsınız. Şöyle bir silkinmek isteseniz de bu duygu elinizi, kolunuzu bağlar. Ben de öyleyim. Bugün, ATALETİM azdı benim.



Şimdi kendime bir neden yaratmam, onu da zorunlu kılmam lazım. Biraz ite kaka da olsa yapmalıyım. Of ya, yaz gelsin, güneş gökyüzünde asılı kalsın bak o zaman nasıl harekete geçerim.


Günce Yazarı

27 Mayıs 2016 Cuma

SEYAHATNAME

Bir kaç günlük aradan sonra tekrar yazabiliyorum GÜNCEM'i. Yollarda olmak, uzun seyahatler hem keyifli hem yorucu. Yolun sonunda hedefinize varabiliyorsanız ne mutlu ama yok hedef istediğiniz gibi değilse o zaman da hüzün oluyor.

Aslında insan şöyle çok uzun yolculuklara çıkmalı. Yıllarca sürecek seyahatler yani gezginlik gibi…

Neler yaşanır, neler görülür, nelerle karşılaşılır, kim bilir? Deneyim dediğin böyle yapılmalı. Yeryüzünü dolaşın diye Kur’anı Kerim de bile bilgi var. Biz klasik koşullarımız yerinde olmadan yapamıyoruz bunu. Korkuyoruz, sonra ne olur diyoruz? Tabi kolay bir iş de değil hani, alıp başını ben seyyah oldum deyip gitmek. Ama yapanlar o kadar çok ki! Yani istenirse yapılır diyorum. Biraz parayı cebine koyup, (başlangıç yolculuğu için) sonra gittiğin yerlerde para kazanma yolunu bularak pekâlâ başarılır bu iş.


Fakat yaşın genç olması gerek. Belli bir yaştan sonra her şey zor gelir insana. Gözü kara, cesur, dayanıklı olmak geçken daha kolay. 
Keşke yapabilsem ama benim için hiç kolay değil. Yapanlara pek bir imreniyorum. Yolları açık olsun.


Günce Yazarı

22 Mayıs 2016 Pazar

UYKU VAKTİNE ÇEYREK KALA; YORGUNUMMM


Çok koşuşturmalı bir gün daha bitiyor. Dışarıda yağmur son sürat yağıyor.  Zaten bugün hep yağdı. Ben yarın uzun bir yola çıkacağım ve tüm yüreğimle sabah saatlerinde birazcık da olsa yağmurun kesilmesini diliyorum. Evimin tepe camları var. Yağmurlu havalarda damlaların cama vurma sesleri pek bir gürültülü oluyor. Umarım uyumama engel olmaz.

                                                                                                                                                     
Bugün koşuşturmalarım içinde anladım ki, ben bazen bir şeyleri gözümde fazla büyütüyorum. “Yaa, şimdi bunları nasıl yapacağım ya da nasıl yetiştireceğim?” dediğim şeyler, zoru görünce hemen halloluveriyor. Bazen insanları da gözümde büyütüyorum. Kimisi bunu hiç hak etmezken, olumsuz yönde gözümde büyüyenler de aynı konuma geliyor. Yapmayacağım artık. Bugün karar verdim, gereksiz yere gözümde büyütmeyeceğim olayları da insanları da.  

Belki birkaç gün günceme bir şeyler yazamayabilirim. Ama en kısa sürede telafi ederim. Şimdi biraz okuma ve uyku vakti… Yarın güne oldukça erken başlayacağım.


                                                     Günce Yazarı