Dertli insan içi duman dolu bir odaya benzer.
Onu dinlemek; o odaya bir pencere açmak gibidir.
Hz. MEVLANA
Oy ne güzel bir sözdür bu! Vallahi ben pek çok arkadaşıma
pencere olmuşumdur hem de uzun yıllardan beri. Hatta dumanların yoğunluğundan
boğulur gibi de olmuşumdur. Güzel bir duygudur sevdiğin insanın içini sana
açıp, yakınlığını ve samimiyetini hissettirmesi. Derdini anlatıp bir tür huzur
bulması… Ama sen de ağzını sıkı tutacaksın tabi. Önüne gelene anlatmayacaksın. Ayrıcalıklıysan
onun gözünde, buna layık olacaksın.
Bir de farklı yanı var bu işin. Eğer birden çok insan, hep
sana gelir içini dökerse ve sen de bunları yüklenir, içinde ve omzunda
taşırsan, o zaman iş kötü sonuçlar doğurur. Başlarda ben hep öyle yapardım. Dertlerle
dertlenir, sıkıntılarla sıkılır, üzüntülerle üzülürdüm. Uzun yıllar sürdü bu. Sonra
ben de akıllandım tabi. Kendi dertlerim, acılarım, üzüntülerim bana yük oldukça
diğerlerine o kadar üzülmemeye başladım. Sadece pencere olmayı öğrendim. Açtım kanadımı
ve dumanların dışarı çıkmasına vesile oldum. Eğer aracı değil depo olmaya devam
etseydim ne zaman patlardım bilmiyorum?
Günce Yazarı