Hiç uyuyamadığım bir gece ve gündüzün ardından gelen gece, 9 saat
uyuyunca, kalktığımda sersem sepelek dolandım ortalıklarda. Ne önemli bir
durumdur şu uykuyu düzenli uyuma işi. Öyle bir sistemle yaratılmışız ki, metabolizma
bir şaştı mı toparlanmak zaman alıyor. Bugünden pek hayır yok bana sanki. Eee
ne yapayım kahvenin üstüne oturup biraz yazayım bari dedim. Şu anda bir kuruma
bağlı çalışmadığım, özgür ruhlu çalışan olduğum için halime de şükrettim tabi. Uykusuz
ya da düzeni şaşmış vaziyette işe gittiğim zamanları düşününce, yaşadığım rahatlık tam bir lüks oluyor. Lükslerime
şükürler olsun.
Dışarıda lodosun sıkı sıkı estiği sıcak bir hava var. O da serseme
çeviriyor insanı. Doğanın dengesi şaştı bir kez. O taparlar mı kendini
bilemiyorum ama bir soğuk gün, bir sıcak gün döngüsünü yaz, kış yaşar olduk
neredeyse. Dışarı çıkıp biraz market alışverişi yapmam lazım. Şu boğazımızı
doyurma işi de ne menem iştir. Aldığın hemen tükenir yenisini alman gerekir.
Allah eksikliğini göstermesin.
Almak deyince aklıma canım annemin her şeyi yedekleme tedbiri
geldi. Tüm yiyecek maddeleri yedekli olurdu evimizde. Olur ya birden biterse,
dışarı çıkıp alamazsam ya da param olmazsa gibi düşüncelerle, tüketim
süreçlerine uygun yedeklerdi yiyeyecekleri. Eskilerin anlayışı buydu zaten bizlere pek
yansımasa da tedbiri elden bırakmamak. Böyle dedim ama ben de pek tedbirliyimdir.
Uyarım annemin öğrettiğine, onun kadar
olmasa da kötü gün malzemem, üç beş kuruş param olur hep.
Annelerimiz kiloyla,
onların anneleri tenekelerle, bizlerse taneyle alıyoruz ne alacaksak. Zaman öyle…
Evlerimiz hap kadar, nereye yığacaksın stok malzemeyi. Hangi paralarla
alacaksın bir yıllık ihtiyacını. Bizler günlük yaşar olduk, onlar gibi uzun vadeli
alışveriş yapamayız ki! O dönemlerin huzurunu bolluğunu ve bereketini bizden
sonrakiler ancak yazılı bilgilerde bulabilecekler.
Ay nereden geldim bu konuya anlamadım vallahi. Düzenim şaştı, biraz
endazem kaydı ya bugün, bunlar çıkıverdi kalemimden. Ah pardon ya klavyemden tabi
ki…
Günce
Yazarı