arkadaşlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
arkadaşlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ağustos 2016 Pazar

BİR YIL DAHA GEÇTİ YAŞAMDAN

Sevgili güncem, yeni bir yaşa bugün merhaba derken bir yıl daha gitti hayatımdan. Evet, 6 Ağustos benim doğum günümdü. Pek çok sevdiğim insan aradı, mesajlar, kutlamalar gönderdi kısacası hayatıma bir şekilde girmiş ya da dokunmuş canlar doğum günümde bana yine bir şeyler kattılar.

Sevilmenin ne kadar güzel olduğunu, hatırlanmanın ve iyi anılmanın ne hoş bir duygu olduğunu iliklerime kadar hissettim. Sabah ilk önce şu an yazlığında olan en can arkadaşlarımdan bir tanesi aradı ki, geçen yıl onun yazlığında hep birlikte kutlamıştık, bana elleriyle pasta yapmıştı. Sonra aynı binada yaşadığımız bir yılı aşkın süredir çok yakın bir arkadaşlık bağıyla bağlandığımız can arkadaşım ki dostluğumuz baki olacak inşallah, eve geldi elinde kocaman bir hediyeyle beni kutladı. Böylece bana kendimi özel hissettiren kutlama trafiği başladı.

Bunları yaşayabilecek bağları kurabildiğim için çok mutlu oldum. Riyasız, çıkarsız dost sahibi olmak çok güzel bir ayrıcalık… Bu bağlamın dışında kalanlar zaten hayatına girdiği gibi çıkar giderler. Önemli olan yıllardır yüz yüze görüşememiş olsan bile bağının kopmamış olabilmesidir. Bu bağın adı yürek birliğidir. Benim böyle birikmiş bir dolu içten canlarım var. Daha ne isterim ki?


Haaa bu arada doğum günü pastamım mumunu üflerken bir şey diledim tabi. Söylenmez dilek derler ama ben yazacağım sana isteğimi. Önce sağlık ve huzur istedim sonrada ara sıra doğanın tam göbeğinde olabileceğim bir yer diledim. Tıpkı fotoğraflardaki güzellikler gibi. Bakalım olacak mı?


Günce Yazarı

14 Mayıs 2016 Cumartesi

GÜNÜN ÖĞRETTİĞİ Sabır Suküneti Sağlar

Her zaman hoşgörülü ve alçak gönüllü olmaya özen göstermişimdir. Özellikle Kişisel Gelişimle tanışıp, bütünleştikten sonra…  Ama kafamın tasını attıran olaylar yaşayınca kibirli hallere bürünmüşlüğüm de vardır. O halime sonradan kızarım da, gel gelelim canım babacığımdan aldığım çabuk hiddetlenme özelliğim vardır. Ne yapalım, her güzelin bir kötü huyu olur.


Sıcakkanlı, kolay iletişim kuran, yüreğini çabuk açan bir yapım olmasına rağmen,  dayanma noktamı aşan durumlarda fena patlarım. İşte o an gözüm pek bir şey görmez. Allah’a şükür çok nadir olur bu. 20 yıla yakın süredir kişisel gelişim öğretileriyle haşır - neşir biri olduğum ve  güçlü bir Allah inancı taşıdığım halde hala istediğim gibi frenleyemiyorum bu yanımı. Yalnız geçmişe nazaran nur nimetim, onu da söyleyeyim.  Çünkü insan ister ve inanırsa kendinde büyük değişimler yapabilir.

“Şimdi bunları niye yazdın?” derseniz, cevaplayım: Bugün de hafiften patlama konumuna geldim. Kendini pek akıllı gören, aslında kendinden başka bir şey düşünmeyen, azıcık da kıt akıllı olan bir tanıdığımın olmayacak bir davranışına maruz kaldım. Bu tarz kendini bilmezlere pek sinir olurum. İşlerini sana gördürmeye çalışır, sen hallettikten sonra da hemen yok oluverir,  seni yarı yolda bırakırlar. İşte anlattığıma benzer bir durum yaşadım. Bu aklı evvele haddini bildirmek üzere ağzımı açmışken kendime hâkim oldum. “Dur ya ne yapıyorsun sen? Hani bastıracaktın sinirini, bunun gibi aklı kıtların bile ayıbını yüzüne vurmayacaktın?” dedim. Derin nefesler alıp bıraktım gitsin yoluna diye.

Ayıbı yüze vurmamak tüm dinlerde ve öğretilerde vardır. Bunu bugün yapabildim şükürler olsun ama bir gerçek daha var ki, o da ruhunun uyuşmadığı insanlarla merhabalaşmanın dışında bir arada olmak zorunda değilsiniz. Bu kişiyle ben de bundan gayrı selamlaşmaktan başka yakınlıkta olmayacağım.

İşte bir kez daha öğrendim; sabırlı olmak, gerektiğinde sessiz kalmak karşıdakinin üstünlüğünden değil senin manevi gücünün yüceliğindendir. Görmüş, geçirmişliğindendir.  Geçmişte müdanasız olup çok gemi yakmışlığım vardır, özellikle iş hayatında. Şimdiyse,  firen sistemini güçlü kılmanın zamanıdır diye düşünüyorum.    


Günce Yazarı