28 Mayıs 2016 Cumartesi

MİSKİNLİK İŞ BAŞINDA

Bugün kendimi çok yorgun, bitkin, halsiz ve isteksiz hissediyorum. Keyfim de yok. Biraz soğuk almış gibiyim. Artık yaz gelsin istiyorum. Bıktım bir serin bir sıcak dengesiz havalardan. Gerçi dünyanın ekolojik dengesini bozan bizler olduğumuzdan şikâyet etmeye pek hakkım yok ama kendi başıma bozmadım ya bu dengeyi ben…  

Çocukluğumda hatırlıyorum da Mayıs ayı ne kadar sıcak olurdu. Haziran ise tam yaz mevsimi sıcaklığında geçerdi. Şimdi öyle mi? Yazın ortasında soğuk hava, kışın ortasında sıcak hava görüyoruz. Haziran sıcaklarında okula gitmek zor gelirdi. Ders dinlemek kâbus gibi olurdu. Hep dışarıda olalım isterdik. Vallahi hatırlıyorum bir kez okulun bahçesinde ders yapmıştı öğretmenimiz. Ama ne dersiydi onu hiç hatırlamıyorum.

Pek bir tembelim bugün. Hiçbir şey yapma isteğim yok. Uyuşuk, miskin, istemsiz bir ruh halindeyim. Sanırım 
buna atalet duygusu deniyor. Atalet;  tembellik, işsizlik, uyuşukluk, devinimsizlik, çalışmadan oturma ve gevşeklik halidir. Kısacası tembellik ama biraz farklı bir tembellik!  Motivasyon yoksunu, istem eksikliği halidir. Harekete geçmek için bir neden bulamazsınız. Şöyle bir silkinmek isteseniz de bu duygu elinizi, kolunuzu bağlar. Ben de öyleyim. Bugün, ATALETİM azdı benim.



Şimdi kendime bir neden yaratmam, onu da zorunlu kılmam lazım. Biraz ite kaka da olsa yapmalıyım. Of ya, yaz gelsin, güneş gökyüzünde asılı kalsın bak o zaman nasıl harekete geçerim.


Günce Yazarı

27 Mayıs 2016 Cuma

SEYAHATNAME

Bir kaç günlük aradan sonra tekrar yazabiliyorum GÜNCEM'i. Yollarda olmak, uzun seyahatler hem keyifli hem yorucu. Yolun sonunda hedefinize varabiliyorsanız ne mutlu ama yok hedef istediğiniz gibi değilse o zaman da hüzün oluyor.

Aslında insan şöyle çok uzun yolculuklara çıkmalı. Yıllarca sürecek seyahatler yani gezginlik gibi…

Neler yaşanır, neler görülür, nelerle karşılaşılır, kim bilir? Deneyim dediğin böyle yapılmalı. Yeryüzünü dolaşın diye Kur’anı Kerim de bile bilgi var. Biz klasik koşullarımız yerinde olmadan yapamıyoruz bunu. Korkuyoruz, sonra ne olur diyoruz? Tabi kolay bir iş de değil hani, alıp başını ben seyyah oldum deyip gitmek. Ama yapanlar o kadar çok ki! Yani istenirse yapılır diyorum. Biraz parayı cebine koyup, (başlangıç yolculuğu için) sonra gittiğin yerlerde para kazanma yolunu bularak pekâlâ başarılır bu iş.


Fakat yaşın genç olması gerek. Belli bir yaştan sonra her şey zor gelir insana. Gözü kara, cesur, dayanıklı olmak geçken daha kolay. 
Keşke yapabilsem ama benim için hiç kolay değil. Yapanlara pek bir imreniyorum. Yolları açık olsun.


Günce Yazarı

22 Mayıs 2016 Pazar

UYKU VAKTİNE ÇEYREK KALA; YORGUNUMMM


Çok koşuşturmalı bir gün daha bitiyor. Dışarıda yağmur son sürat yağıyor.  Zaten bugün hep yağdı. Ben yarın uzun bir yola çıkacağım ve tüm yüreğimle sabah saatlerinde birazcık da olsa yağmurun kesilmesini diliyorum. Evimin tepe camları var. Yağmurlu havalarda damlaların cama vurma sesleri pek bir gürültülü oluyor. Umarım uyumama engel olmaz.

                                                                                                                                                     
Bugün koşuşturmalarım içinde anladım ki, ben bazen bir şeyleri gözümde fazla büyütüyorum. “Yaa, şimdi bunları nasıl yapacağım ya da nasıl yetiştireceğim?” dediğim şeyler, zoru görünce hemen halloluveriyor. Bazen insanları da gözümde büyütüyorum. Kimisi bunu hiç hak etmezken, olumsuz yönde gözümde büyüyenler de aynı konuma geliyor. Yapmayacağım artık. Bugün karar verdim, gereksiz yere gözümde büyütmeyeceğim olayları da insanları da.  

Belki birkaç gün günceme bir şeyler yazamayabilirim. Ama en kısa sürede telafi ederim. Şimdi biraz okuma ve uyku vakti… Yarın güne oldukça erken başlayacağım.


                                                     Günce Yazarı

21 Mayıs 2016 Cumartesi

GÜNÜN GETİRDİKLERİ; İş - Güç

Güne ne kadar erken başlarsam o kadar verimli oluyor. Bugünüm hızlı geçti. İş üretince zaman nasıl geçiyor anlamıyor insan. 

Sabah kahvaltı ve işlerin ardından biraz çalışma yaptım. Sonra dışarı çıktım, ufak tefek işler ve eve döndüm. Ardından yemek yaptım zira hiç yiyecek bir şeyim kalmamıştı. Yemek yapmayı pek sevdiğimi söyleyemem. Çok da geç öğrenmişimdir yemek işini zaten. Ama iyi yemek yaparım. Ailem, arkadaşlarım beğenirler. Sırrım ise kısık ateş, yakışan baharatlar, pişene kadar başından ayrılmamak ve internet. İlk izlenimlerim annemin yemek yaparken yanında olduğum süreçlerde gözlemlediklerimdir. Sonrası ise internetten aldığım aklıma ve mantığıma uyan tarifler…


Her neyse yemeğin ardından dolapta duran elmaları değerlendirmek adına bir internet tarifiyle elma reçeli yaptım. Bir gün sonra bir süreliğine şehir dışına çıkacağım ve elmaları da hemen tüketemeyeceğim için bir yol bulmam gerekiyordu. Daha önce portakal kabuklarından reçel yapmayı denemiştim.  Vallahi ikisi de pek güzel oldular.

Evet, günüm bunlar ve başka işlerle pek dolu geçti. Şimdi film izleyeceğim. Sonra kitap okuma ve uyku. Yarın da işler güçler, koşuşturmalar var. Sağlık ve huzur olsunda hep koşturalım.


Günce Yazarı

20 Mayıs 2016 Cuma

BİLGE SÖZLERİ

Bir bilgeye sormuşlar:

“Dünyada en çok kimi seversin?”
“Terzimi severim.” diye cevap vermiş. Soruyu soranlar şaşırmışlar.
“Aman üstat! Dünyada sevecek o kadar insan varken, terzi de kim oluyor? O nereden çıktı şimdi?” Demişler. 

Bilge, bu soruya şu yanıtı vermiş:
“Evet, dostlarım ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler; ölünceye kadar da, beni hep aynı kalıpla ve aynı gözlerle görürler.”

Bu kıssadan hissenin içeriği ön yargılı yaklaşım anlaşıldığı gibi… Ön yargı ise;  bir kimse ya da bir şeyle ilgili olarak belirli koşul; olay veya görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu ya da olumsuz yargı, peşin yargı, peşin hükümdür.




Ön yargılarımdan arınmaya başladığımda hafiflediğimi de hissettim. Boşuna yük olarak taşımışım sırtımda onları. Zarardan başka bir şey vermediler bir de ağırlık yaptılar.
Hayatımdaki en önemli deneyimlerimden biri oldu ön yargılarımdan kurtulmak! Kulak misafiri olanlara tavsiye ederim.

                                                                                    Günce Yazarı