ev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Temmuz 2016 Pazar

DOST SAHİBİ OLMAK

Sevgili güncem sana bu gece güzel bir şeyler yazacağım. Biliyor musun, kendi evinde, düzeninde ve sevdiğin insanlarla beraber olmak gerçekten çok farklı bir duygu! Mutluluk, rahatlık, huzur, düşünülmek ve ferahlamak duygularının tamamını kapsıyor benim için. İnsanın düşünceli ve içten arkadaşlarının olması ise ayrı bir güzellik…

Bugünüm biraz iş güç, biraz alışveriş, biraz yazma çizme ve hal hatır sormayla geçti. Her zaman ki işleyiş yani. Akşam yemeğinden sonra bir film izliyordum ki, 21.30 sularında kapım çaldı. Bir de baktım çok

sevdiğim arkadaşlarımdan birisi kapımda. Benimle aynı binada oturan babasına gelmiş. Ona kiraz getirmiş hem de dalından topladıkları harika kirazlardan. Bana da kocaman bir kâse tazecik, kütür kütür kiraz getirmeyi ihmal etmemiş. Üstelik çok yorgun olduğu halde! İşte evde olmak böyle bir şey. Seni düşünen, seven insanlarla güvende ve mutlu olmak gerçekten çok güzel.

Bir dostunun akşamın ilerleyen saatlerinde seni düşünmesi büyük bir lüks aslında. Buna sahip olamayanlar da var. O nedenle kendimi şanslı ve mutlu hissediyorum. Teşekkürler benim yumuşacık kalpli, insanı sıcacık bir battaniye gibi saran güzel dostum iyi ki varsın iyi ki bu gece Günceme konuk oldun.

Günce Yazarı


1 Haziran 2016 Çarşamba

PARÇALI BULUTLU HİSSETMEK

Sevgili güncem kaç gündür boşladım seni. Türlü nedenlerle yazamadım iki satır sana. Neden yazmıyorsun? Diye sual edersen, bahane çok. Ama asıl olan, düzenimin ve dengemin bozulmuş olması. Nasıl bir iştir şu düzene alışma işi? Başta zorlanırsın belki ama çabuk ayak uydurursun yenisine. İnsanoğlu her şeye alışır, kolay ve güzel olana daha çabuk,  zor olana da zamanla alışır.
İşte şimdi evimden uzaklarda başka bir düzende yaşadığım için azıcık şaştı dengem. Ben alışmışım özgür ve başına buyruk, pürü pak düzenime. Şimdi daha farklı bir konumdayım o nedenle ayarlayamadım işlerimi. Ancak fırsat geçti elime de çiziktireyim dedim iki satır.


Benim moralim çabuk bozulur. Ama istersem kendim tamir ederim onu. Bilirim tamirat yollarını. Fakat istemem lazım. Bugün de moralim bozuk ve tamirat istiyor. Yalnız işin kötü yanı tamir edecek gücüm de isteğim de yok. Biraz parçalı bulutluyum bugün. Güzel bir duygu değil. Çökerten, uzaklaştıran, daraltan bir duygu… Biraz belirsizlik olunca hayatımda, endişe kapıyı çalınca, geçmişin can yakan zorlukları kendini hatırlatınca kapılırım bu duyguya. Ama bilirim ki korkunun ecele faydası yok. Ne olacaksa göreceğim, yaşayacağım. Bundan kaçış yok.

Bazen yaşam acımasız davranır. Sınavlar çok kazık sorularla dolu olur. Çöz çözebilirsen. İşte o zaman derim ki, aklım ve yüreğim yeterli olanı yaptığıma eminse gerisi boştur. Herkes her şeyi bilemez ve yapamaz. Neysen o kadarsın. Dahası yok. 

Zorlamanın âlemi de yok. Olan sana olur boşuna kanatırsın oranı buranı. Hayatındaki herkesin belli bir değeri vardır. Olduğundan fazla büyütmeye gerek yok. Fazla merhamete, acımaya, fedakârlığa da gerek yok. Sadece yeteri kadar verici olduğuna emin olmak gerek. Vicdanın ve aklın,“sen yapman gerekeni yaptın”  diyor, için rahat ediyorsa, dönüp yoluna devam etmek gerek.



Günce Yazarı