öğrenmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
öğrenmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mayıs 2016 Çarşamba

YIKA DÖKE OLGUNLAŞTIM

Çok garip bir döngümüz var. Allah bizi böyle yaratmış. Doğuyoruz, anamız- babamız bizi büyütüyor, öğretiyor, eğitim aldırıyor, evladım vatana, millete ve ailesine hayırlı insan olsun diyor. Tabi olması gereken standart düzenden söz ediyorum. Sonra bırakıyorlar bizi tek başına hayat mücadelesine dalıyoruz. Olması gereken bu…  


Ben de böyle çıktım yola ama hatalar yaptım herkesler gibi. Sonra çok üzüldüm nasıl yaptım bunları diye.  Yaş aldıkça, hayatın kazıklarını yedikçe, hatasız kul olmazmış gördükçe büyümekle kalmayıp olgunlaştığımı anladım. Geçmişteki hataların gelecekteki deneyimler olduğunu öğrendim.

Önceleri sinirlendiğimde, son sözümü başta söylemekten çekinmezdim. Müdanam olmazdı. Ama bu bana kaybettirdi. Her insanı olduğu gibi kabul etmek zorunda olduğumun farkına vardığımda bu huyumdan vazgeçtim. İnsanları öylece kabul etmeyi ama ruhum uymuyorsa,  selamlaşmanın ötesine gitmemeyi öğrendim. Kırdıktan sonra pişmanlık duymak yerine, karşımdakini kırmayıp, kendimi de üzmemeyi öğrendim.



Hayat bana her insanın farklı bir yapıda olduğunu, özü iyi olup sabırsız ve patavatsız olabileceğini, beni veya başkalarını kırdıktan sonra pişmanlık duyabileceğini de öğrettiği için dikkatli ve hoşgörülü olmayı öğrendim.



Kızıp sinirlendiğim, tıkandığım anlara gelince… Çok zorlanıyorum  “acı” konuşmamak için.  Ama biliyorum ki ağzımdan çıkacak kelimeler dönüşü olmayacak yola sokabilir beni. O yüzden susmayı tercih ediyorum.


Günce Yazarı

16 Mayıs 2016 Pazartesi

ÇOK BİRİKTİRDİĞİMİ ÖĞRENDİM

Öğrenmek dediğin iş doğumdan ölene kadar sürüyor. Öğrendiğin her yeni şey ne kadar az bildiğini gösteriyor. Anneciğimin lafı gibi, “bunu da gördüm ya bir yaşıma daha girdim” derdi

Ben de bugün vakitsiz bir yaş daha aldım. Çünkü kendimle ilgili bir gerçeği iyice anladım. Ne kadar çok biriktiren insan olduğumun farkına vardım. Kardeşim, anı biriktir, biraz paracık biriktir, mümkünse eğer dost biriktir ama bu kadar eşyayı ne demeye biriktiriyorsun? Hesapta da fazlalıkları hep veriyorum.

 Elimi nereye atsam bir gün lazım olur diye tuttuğum birkaç parça şey çıkıyor. Hafiften kilo aldığım için içine giremediğim, kalitesi olan ama üzerime olamayan giysilerim dolaplarda boy gösteriyor.  Ah başka daha kim bilir neler var gözden uzak yerlerde duran, benimse hatırlamadığım?

Vallahi ödüm koptu,” yaşlandıkça evimi çöp eve çevirir miyim?” diye…  Ne bileyim hiç araştırmadım bu özellik nasıl oluşurmuş, tam bilmiyorum. Kulağıma çalınan bilgiler var ama yeterli değil,  hemen araştıracağım konuyu.


Keşke bizde de garaj satışları olsa da fazlalıkları satsak.
Amerika’da yaygınlaşan bir tarz varmış. Geçen gün benim evde birlikte yemek yerken arkadaşım söyledi; 100 eşya ile yaşamak. Her birey için evde 100 adet eşya ile yaşıyor insanlar. Ah canım arkadaşım bendeki eşya fazlalığını gördüğünden anlatmış bunu bana demek.

Az eşya ile yaşamak; çok akıllıca bir iş. Biz ne yapıyoruz?  Eşyalarımıza hizmet ederek, onları temiz pak tutup ya lazım olursa diye onlara bekçilik ediyoruz. Kullanmadığım tabak, çanak, çömlek bir dolu maşallah.


Ben bugün öğrendim ki, azıcık silkinmek, hafiflemek, eksilmek durumundayım. Ama kişiliğimden değil, sadece fazla eşyalarımdan.


Günce Yazarı